14 Ocak 2015 Çarşamba

İslamcıların ikiyüzlülüğü: Bakara makaraya hoşgörü, karikatüre linç…


Charlie Hebdo dergisi’nin katliamdan sonraki ilk sayısı ,Türkçe dahil 6 dilde  3 milyon basıldı. Dergi kapağında Hz Muhammet karikatürüyle çıktı. Karikatürde gözü yaşlı Hz. Muhammet elinde “jesuies Charlie”  (Ben Charlie’yim) yazan bir döviz taşıyor.  Karikatürün üst kısmında da Tout est pardonne” (Her şey affedildi) yazıyor.


Dergi’nin bu özel sayısının, Türkiye’de önce ,Cumhuriyet gazetesi tarafından yayınlanacağı duyuruldu.  Sonra, sadece bazı sayfalarının yayınlanacağı söylendi. Sabah  gazeteyi aldığımızda, bazı bölümlerin  ve   kapağında  da  iki köşe yazarının sütununun yayınlandığını gördük. Ama bu yayınlamanın o kadar kolay olmadığı anlaşıldı. Çünkü gazete basıldıktan hemen sonra polis dağıtım kamyonlarını durdurup mahkeme kararı olmadan arama  yapmaya  başlamıştı bile. Karikatürün kapaktan yayınlanmadığı görülünce araçların dağıtıma çıkmasına izin verilmişti. Halbuki daha dün, ülkenin başbakanı Fransa’da basın ve düşünce özgürlüğü için yürürken  bugün  ülkesinde   gazete  matbaaları  polis  tarafından  basılıyordu.


Gazetenin karikatürleri yayınlamasıyla birlikte Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik bir linç kampanyası da anında harekete geçti. Özellikle sosyal medya üzerinden adı geçen gazete ve gazetenin  yazarları tehdit edilmeye başlandı. Gazetenin Ankara bürosunun da çok sayıda tehdit telefonu aldığı açıklandı.


Cumhuriyet Gazetesi’nin karikatürleri yayınlamasıyla Paris katliamına yönelik çekingen ifadeler kullanan İslamcı ve yandaş medya bu sefer asıl yüzünü gösterdi  ve hem Cumhuriyet Gazetesi’ni hem de Charlie Hebdo Dergisi’ni hedef göstermeye başladılar.


Katliamlar sonrası “İslamofobi’’yi ağızlarına sakız  eden İslamcı medyanın Türkiye’de ki “İslamofaşist “yüzü açığa çıktı.  Avrupa’da, İslama hoşgörü ve saygı isteyen ülkemizin İslamcıları, ülkemizdeki her türlü farklı düşünceye tahammülsüz olduklarını bir kere daha gösterdiler.  Onlara göre Türkiye’de bir karikatürü yayınlayamazsınız ama bir otel dolusu aydını din uğruna yakabilirsiniz. 


Din konusunda bu kadar hassas(!) olan İslamcıların kendilerinin çıkarı varsa, dine hakaret  de  olsa sorun görmediklerinin çok kanıtı var. En basit örnek; Hakkında- ki rüşvet ve yolsuzluk iddiaları yüzünden istifa eden Egemen Bağış’ın Kuran ayetleriyle alay etmesidir. Mehmet Metiner’in yakınlarına torpili savunmak için ayetleri kanıt göstermesidir. Ancak  ne hikmetse,  ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk çarkı,KaçAK Saray,diyanet işleri başkanının halkın parasıyla lüks arabalar alması İslamcılarda en ufak bir infial yaratamamıştır.


Sürekli yaşananlara karşı gerçek İslam bu değil diyenler yaptıklarıyla sürekli kendilerini tekzip ediyorlar. Madem gerçek İslam bu değil yaşanan onca katliamı İslamcılar olarak neden lanetleyemiyorsunuz.  Çünkü biliyorlar ki kendilerinin anladığı İslam bu. Onların İslam’ı El-Kaide,IŞİD ve Boko Haram’ın anladığı İslam’la aynı. Gerçek bir yüzleşme istemiyorlar. Hurafelerden ve uydurma kurallardan arındırılmış kamusal alanın dışına çıkarılmış bir dinde kendilerinin bir yeri olmadığını çok iyi biliyorlar.


Ülkemizde ki dinci gericilik AKP iktidarı eliyle beslenip büyütülmeye devam ediyor. Ülke gerici ve piyasacı bir kuşatmanın tehdidi altında.  Charlie Hebdo genel yayın yönetmeninin, derginin Türkçe basılmasının önemini vurgularken kullandığı cümle çok önemli. Derginin genel yayın yönetmeni Gerard Biard , Türkçe baskının, en önemlisi olduğunu belirterek, “Çünkü Türkiye ’de anayasal laiklik saldırı altında” diyor.


Türkiye’de İslami faşizme karşı gerçek bir laiklik mücadelesi artık yadsınamaz hale geldi. Özellikle Birleşik Haziran Hareketi’nin AKP’nin toplumu ve ülkenin geleceğini teslim almak için eğitim üzerinden başlattığı gerici kuşatmaya karşı başlattığı” Bilimsel Laik Eğitim İçin Ayaktayız” kampanyasına dudak bükenlerin son yaşananlardan sonra bir kez daha düşünmeleri gerekir.


Cumhuriyet Gazetesi düşünce özgürlüğü kapsamında önemli bir adım atarak karikatürleri yayınlama cesaretini göstermiştir. Bizler de mazeret aramadan bu linç kampanyasına karşı Cumhuriyet Gazetesi’nin yanında durmalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder