18 Kasım 2020 Çarşamba

CHP’NİN SEFALETİ

 

Bu başlığı yazarken epey bir düşündüm, “acaba biraz ağır mı oluyor?” diye. Sonra durumu açıklayacak, başka bir ifade bulamadım.

Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı çıkıyor, sosyal medya üzerinden Cumhuriyet’in Kurucu, on bir milyon oy almış partinin genel başkanını “köpeklik yapmakla” suçluyor, hakaret ediyor, yetmiyor “kazığa oturtmakla” tehdit etme cüretini gösteriyor.

Böyle bir durumda CHP’nin ne yapmasını beklersiniz. Genel Başkanı’na, onun şahsında hedef olan partilerine sahip çıkmasını, bu hakaretleri edene, hakaret etme cesareti verenlere karşı güçlü bir tepki vermesin, il örgütlerinin sokağa çıkmasını, “biz buradayız” demesini, tehdit edenin ettiğini yanına bırakmamasını…

Ama yapılan ne? Tehdidin üzerinden saatler geçtikten sonra Meclis kürsüsünden cılız bir kınama, anlamsız bir sosyal medya videosu o kadar… Ne üyesine, ne kendisine sempati duyan kitlelere güven vermeyen, günü kurtarmaya yönelik açıklamalar…

CHP’nin uzun süredir yürüttüğü, sağdan oy almak üzerine kurulu olan ve partiyi giderek sağa yaslayan siyasetin geldiği nokta burası. Sokağı öcüleştirmek, verilecek her haklı tepkiyi iktidarın işine yarar zannetmek, aman bize şucu bucu demesinler diye siyaset yapmamak, AKP’yi seçimle gidebilecek merkez bir parti zannetmek, tüm muhalefeti sandıkla sınırlandırmak…

CHP öyle bir hale gelmiş durumda ki kendi il başkanını katleden bir faşist ittifak ortağının Nevşehir il başkanı oluyor, ona bile itiraz etmiyor, edemiyor.

Partisi uğruna canını vermiş insana sahip çıkmayan, genel başkanına atılan yumruğa, yapılan tehdide, hakarete ses etmeyen, tepki vermeyen bir parti, bir örgüt kimler için umut olabilir? Hiç kimseye…

CHP kendine yönelen her tehdit ve saldırıda geri çekildikçe, iktidar el arttırıp daha fazla üzerine geliyor ve baskının dozunu arttırıyor.  CHP, “bekleyin seçimle gidecekler” diyerek halkı oyalarken, CHP’nin inanılırlığı ve itibarı halk nezdinde tükeniyor. Sağcılaşmanın bedeli ağır olacak.