Olympos Antik Kenti kazı ekibinde yer alan Uzaman Sanat Tarihçi Sinan
Sertel , ağaç kesme yüzünden tartıştığı Sadık Poyraz tarafından kalbinden bıçaklanarak
öldürüldü.
Sinan Sertel’in öldürülmesi münferit bir olay değildir. Öldürülme nedeni sadece ağaç kesme meselesi de değildir.
Sinan Sertel’i öldüren şey toplum olarak geldiğimiz noktadır. Daha doğrusu
getirildiğimiz noktadır.
Sinan Sertel’in öldürülmesinden bir hafta önce yine kentimizde bir
gazeteci İdris Özyol bir siyasi partinin
ilçe başkanının hedef göstermesiyle öldüresiye dövüldü. Saldırganlar gözaltına
alındıktan sonra serbest bırakıldılar. Ellerini kollarını sallayıp aramızda
dolaşıyorlar.
Maalesef bu saldırganlar ülkeyi yönetenler tarafından da makbul
vatandaş olarak sahiplenilmektedir. Bu makbul görülme ,sahiplenilme, bu kanunsuzluk hali,
yaptıklarının yanlarına kâr kalması, katilleri ve potansiyel katilleri
cesaretlendirmektedir.
Bu cesaretle örgütlü bir kötülük hızla topluma yayılıyor. Kendisi
gibi düşünmeyen, yaşamayan herkese saldırıyor.
Bu örgütlü kötülük sadece insanlara yönelmemekte, doğaya, hayvanlara,
sanata, iyiye ve güzele dair ne varsa ona saldırmaktadır.
Herkes kendi başına küçük bir “Reis” olmuş durumda.
Sinan Sertel’i öldüren Sadık Poyrazda; dükkânına kartopu geldiği için
Nuh Köklü’yü öldüren bakkalla, Ali İsmail Korkmaz’ı öldüresiye döven
fırıncılarla, arabasına erik çekirdeği attığı için bir çocuğu öldüresiye döven
magandayla, hakkını arayan kişilere döner
bıçaklarla saldıran esnafla, başka bir takımı tutuyor diye insan öldüren holiganla, dolmuşta karısı döven
kocayla, şehre inen bir domuzu linç etmeye çalışanlarla, altın bulacağım diye
tarihi eserleri dinamitle patlatan definecilerle, bir partinin genel başkanının
sığındığı evi yakmak isteyen kadınla, bar çalışanını döverek öldüren patronla aynı örgütlü kötülüğün birer üyeleridir.
Bizlere düşen başka Sinan Sertel’ler yitip gitmesin diye bu örgütlü
kötülüğe karşı mücadele etmektir.