16 Ocak 2020 Perşembe

Güvencesiz Çalışma Öldürüyor


Gaziantep Müze Müdürlüğü’nde sözleşmeli arkeolog olarak çalışan Merve Kaçmış, 13 Ocak günü hayatına son verdi.


Merve Kaçmış’ın ardında bir mektup bıraktığı ve mektubun emniyete iletildiği söyleniyor. Mektup olayını Arkeologlar Derneği de doğruluyor.


Merve Kaçmış mektubunda, Gaziantep Müzesi’nde “kayıp” olduğu anlaşılan 150-200 adet tarihi eseri usulsüz şekilde üzerine geçirmesi konusunda mobbinge* maruz kaldığı için yaşamına son verdiğini belirtmiş. Abisi, konu hakkında Mezopotamya HaberAjansına yaptığı açıklamada olayın peşini bırakmayacaklarını ifade etmiş.


Daha birkaç ay önce yine Gaziantep’te, sözleşmeli öğretmenlik yapan Saadet H. de mobbinge maruz kaldığı için yaşamına son vermişti.


Merve Kaçmış’ın hayatına son vermesine sebep olan olaylar, ülkemizdeki çalışma yaşamının bir  özeti gibi. Kamuda güvencesiz çalıştırma, usulsüz işlem yapma, baskı uygulama vs. ne ararsanız var.


Özellikle AKP ile birlikte kamuda güvencesiz istihdam yaygın bir uygulama haline geldi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfedersyonu’nun (KESK) yayınladığı Kamuda Dönüşüm veEmekçilerin Güvencesizleştirilmesi araştırmasına göre güvenceli bir istihdam biçimi olan ve kadro esasına dayanan memurluğun yerine sözleşmeli personel, geçici personel ve işçilerin, istihdam edilmesi var olan memur kadrolarının bu statülere yönlendirilmesi ile  kamu personel sisteminde güvencesiz istihdama doğru ciddi bir dönüşüm süreci yaşanıyor.


Bu dönüşümle,  kamuda esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma kalıcı hale getirilmek isteniyor. Böylece iş güvencesinden yoksun kalan kamu emekçileri suskun, itiraz etmeyen, itaatkâr bireyler haline getirilmek isteniyor. Devlet memuru değil adeta parti memuru yaratılmaya çalışılıyor.


Güvencesiz çalışmanın yarattığı en önemli sorunlardan biride çalışanlara uygulanan mobbingdir. İş yerlerinde yaygın bir bezdirme ve yıldırma yöntemi olan mobbing, son yıllarda daha da yaygınlaştı. Özellikle kamuda yer değiştirme, görevden alma, cezalandırma gibi yöntemlerle sözleşmeli ve güvencesiz çalışan kamu emekçileri sürekli baskı altında tutulmaktadır. Hatırlayanlar olacaktır; 2014 yılında Kars TÜİK Bölge Müdürlüğü’nde çalışan bir kamu emekçisi maruz kaldığı mobbingler sonucu psikolojisi bozulmuş ve yedi çalışma arkadaşını öldürmüştü.


Merve Kaçmış’ı ve Saadet öğretmeni ölüme sürükleyen şey işte bu güvencesizliktir. Kamuda sözleşmeli, geçici, ücretli, vekil her ne ad altında olursa olsun güvencesiz istihdama son verilmelidir.


Merve Kaçmış olayında bir vahim iddia da “kayıp” eserler iddiasıdır. Bir müzede 150-200 eser nasıl “kayıp” olabilir?  Ya da buna “kayıp” mı denir? İlgili bakanlık derhal olaya el koymalı, iddiaları titizlikle araştırıp gerçeği açığa çıkarmalıdır.


Merve Kaçmış bir Arkeolog’du.  Bugün  Arkeologların en büyük sorunu işsizlik.  Mesleğini yapabilenler de Merve Kaçmış gibi sözleşmeli olarak çalıştırılıyor. Türkiye kültür varlıkları açısından zengin bir ülke ama onbinlerce Arkeolog işsizlikle boğuşuyor. Bu işsizlik hali mesleğe olan ilginin de azalmaya başlamasına sebep oluyor. Bazı üniversitelerin arkeoloji bölümü, kontenjanlar dolmayınca kapanmak zorunda kaldı.  Sorunlar çözülmezse daha fazla bölüm kapanmaya devam edecektir.


2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 10'uncu maddesinin ek fıkrasına göre Büyükşehir Belediyeleri, Valilikler, Belediyeler bünyelerinde arkeoloji gibi meslek alanlarından uzmanların görev alacağı koruma, uygulama ve denetim büroları bulundurmak zorunda. İl özel idareleri bünyesinde ise kültür varlıklarının korunmasına yönelik rölöve, restitüsyon, restorasyon projelerini hazırlayacak ve uygulayacak proje büroları ve sertifikalı yapı ustalarını yetiştirecek eğitim birimlerinin kurulması gerekiyor**. Ancak bu kanun uygulanmıyor.


Arkeologlar kaderiyle baş başa bırakılmış durumda. Arkeologlar haklarını arayacak ve savunacak ciddi bir örgütlenmeden yoksundur. Mesleki dayanışma yetersizdir. Akademi başta olmak üzere, kamuda çalışanları ve işsiz arkeologları da kapsayacak bir örgütlenme acil ihtiyaçtır.




*Mobbing ya da bezdiri, bir grup insanın, bir kimseye veya başka bir gruba sosyal kabadayılık yapması. Latince kökenli sözcük; psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek anlamlarına gelir. 



** https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/issizlik-sorunu-bolumu-kapattirdi-5339411/