Antalya’daki Gezi Parkı direnişi, forumlarla devam ediyor. Şuana
kadar iki noktada forumlar yapılıyor.
Biri
Konyaaltı’nda gerçekleştiriliyor. Kendilerine “Konyaaltı Çapulcuları” ismini
veren grup, her akşam 1e1 market önünde toplanarak, sloganlarla Tivak’ın
karşısındaki parka kadar yürüyor. Parkta yapılan forumda direnişe dair
değerlendirme yaparak, öneriler sunuyorlar. Konyaaltı’nda yapılan forumu izleme
şansım olmadı ama forumda yapılan önerileri ve değerlendirmelerle ilgili notları
sitemizden (www.antalyasolu.org)
takip edebilirsiniz.
İkinci forum noktasıysa, Güllük’teki Yavuz Özcan Parkı içinde
yer alan amfi tiyatro. Forum, Antalya Dayanışması tarafından düzenleniyor. Antalya
Dayanışması önceden kurulmuş ve bu forumları örgütleyen bir platform değil. Bu
isim forumda katılımcılar tarafından belirlendi. Antalya Dayanışması kendini şu
şekilde tanımlıyor:
“Onlar hiçbir şeyden
çekinmediklerine göre, ben de her şeyi göze alıyorum. Gerçeği söyleyeceğim.
Konuşmak ödevimdir, suç ortağı olmak istemiyorum. Yoksa gecelerim, uzakta
işlemediği bir suçtan ötürü işkencelerin en korkuncunu çeken suçsuz bir insanın
görüntüsünden kurtulamaz. Namuslu bir insan olarak tüm gücümle ayaklanıp bu
gerçeği size haykıracağım sayın başkan”
EMİLE
ZOLA “İTHAM EDİYORUM”
Antalya Dayanışması, Taksim
Gezi Parkı’nda başlayan, önce tüm yurda sonrada diğer ülkelere yayılan uyanış
ve direnişin Antalya’daki destekçisidir. Antalya’da yaşanan direniş ve uyanışı
tek bir çatı altında toplamak üzere yola çıkmış direnişçileriz. Sosyal medyada,
parklarda, meydanlarda dağınık konumda olan halk hareketinin tüm haber ve forum
çalışmalarını tek çatı altında toplamak, desteklemek ve duyurmak birincil
amacımızdır.
Antalya’da Türk, Kürt, Laz,
Çerkez vb. gibi dil, din, ırk ayrımcılığı yapmaksızın, transseksüel, travesti
gay, erkek, kadın, başörtülü, başörtüsüz, sex işçisi, baskı, şiddet ve tecavüze
uğrayan kadınlar, tüm ötekileştirilmiş insanlarla emperyalizme ve faşizme karşı
omuz omuza direnen direnişçiler olarak halkımızla yan yanayız.
Bu süreçte farklı ideolojik
kaygıları, yöntemleri, inançları nedeniyle hala bir araya gelememiş tüm sivil
toplum örgütleri, sendikalar, siyasi partiler ve temsilcileriyle birlikte
direnişe ve halk uyanışına katkı koyup destek olmaları yönünde çağrı
yapıyoruz.”
Forum her akşam saat 21:00’de başlıyor. İstanbul’da Taksim
Dayanışması’nın başlattığı forumları örnek alıyor,onların belirlediği forum
kurallarına aynen uyuyor. Nedir o kurallar, saat 21:00’de başlar, gece 12’den
sonra gürültüye mahal verilemez, herkesin 3 dakika konuşma süresi var, alkış,
tezahürat ve slogan yok. Bunların yerine, gürültüye mahal vermeden tepki vermek
için, geliştirilen hareketler var. Bu hareketleri yandaki resimde görebilirsiniz.
Antalya Dayanışması’nın forumları, 3. gününü geride bıraktı. İlk
foruma katılamadım ama son iki forumu izleme fırsatım oldu. İlk gün ki katılım
20 kişilik bir katılımla başlamış ama son iki gün ki sayı 100 civarındaydı.
Genelde katılımcıların büyük bir kısmını gençler oluşturuyor. Özellikle
Antalya’daki sol yapıların gençlerinin ilgisi büyük. Ama kimse kendi örgütünün
propagandasını yapmıyor kimseye hazır bir reçete sunmuyorlar. İlgiyle
konuşmacıları dinliyor, onlarla birlikte öğreniyor, onlarla birlikte bir şeyler
yapmaya çalışıyor. Herkes kendi durduğu yerden, bulunduğu alandan sorunlarını,
dertlerini paylaşıyor ortak çözüm yolları ve mücadele yolları aranıyor.
Konuşmacıların büyük bir kısmı, bu eylemler öncesi herhangi bir
örgütlü yapı içinde olmadıklarını belirtiyor. Bazen örgütsüzlük vurgusu yapılsa
da aslında bu direnişi örgütlü bir hale getirme çabası var. İkinci gün ki forumda
ısrarla örgütsüzlük vurgusu yapılırken, 3. gün “Antalya Dayanışması” ismi artık
bizim örgütümüz diyenlerin olması güzel bir gelişme. Forumda demokratik bir
işleyiş var. Forumun şimdilik en büyük sıkıntısı, direnişi nasıl
ilerleteceğimize dair ön açıcı fazla öneri olmaması. Genelde direnişe dair
görüş ve öneriler anlatılıyor.
Yine de alınan birkaç karar var. Bunlardan biri, Antalya’da bir
direniş müzesi açılması. Müzenin Cumhuriyet Meydanı’na ve hafta sonuna kadar
açılması planlanıyor. Yine direnişte hayatlarını kaybeden direnişçiler anısına,
Cumhuriyet Meydanı’na Elmalı’dan getirilecek sedir ağaçları dikilecek.
Forumda alınan
kararlar bir rapor haline getiriliyor ve her akşam forum sonrası, forum için
oluşturulan, iletişim kanallarından yayınlanıyor. Bu raporları,www.antalyadayanismasi.com, www.facebook.com/antalyadayanismasi adreslerinden takip
edebilirsiniz.
Forumların Antalya’nın her yerine yayılması, foruma katılanların
ortak arzusu. Bunun için birçok öneri geliyor. Birkaç gün içerisinde,
Antalya’nın başka alanlarında benzer forumlar yapılacak. Ama öncesinde, mevcut
forumlara katılımı artırmak önemli. Forumlara gelirken, muhakkak bir
arkadaşımızı, eşimizi, dostumuzu, komşumuzu da getirelim ve onların da foruma
katılmasını sağlayalım.
Katıldığım iki forumda tek görünen olumsuzluk, forumun ikinci
günü ulusalcı birkaç kişinin yaptığı kendi propagandalarıydı. En azından Antalya’daki
ulusalcılar için şunu söyleyebiliriz ki bu direnişin ruhunu zerre kadar
anlamamışlar. Halen direnişe, kendi renklerini verebileceklerini zannediyorlar.
Bu direniş hareketinin, forumların ve direnişçilerin kendi yolunu yöntemini
bulma çabasında olduğunu görmek istemiyorlar, eski statükonun lehine bir hamle
olmayacağını görmüyorlar. Direnişin en büyük düşmanı ne devlet ne de onun
polisinin uyguladığı şiddettir. Çünkü toplum artık korku duvarını yıktı. En
büyük tehlike, ulusalcılar gibi, her şeyi ben bilirim hali ve bu bilme halini
direnişçilere dayatma çabasıdır.
Gerçek olan şudur ki bu direnişin ve direnişçilerin ne önünde
olabiliriz ne de arkasında kalabiliriz. Ancak onlarla yan yana oluruz, onlarla
öğreniriz, onlarla birlikte mücadele edebiliriz. Ulusalcılar hiçbir şeyden
anlamadıysalar, Taksim’de BDP bayrağı ve Türk bayrağı taşıyan iki gencin
dayanışmasını yansıtan fotoğrafa baksınlar. Onlarca laftan çok şey anlatıyor o
fotoğraf.