16 Ekim 2015 Cuma

İnsanlar Ölürken, Mustafa MUTLU

10 Ekim’de ülke tarihimizin en kitlesel katliamını yaşadık, 103 arkadaşımız hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı. İnsanların barış çığlığı kana bulandı.

       Bu topraklar sosyalizm düşüncesiyle Osmanlı’nın son döneminde tanıştı ve ilk örgütlenmeler de bu dönemde başladı. İlk sosyalist parti olan Osmanlı Sosyalist Fırkası kurucusu olan İştirakçi Hilmi de bu dönemde öldürüldü. Ve o günden bugüne hep öldürülüyoruz. Ama tekil, ama kitlesel.  Ve 10 Ekim’de bir kere daha öldürüldük.

Öldürülen arkadaşlarımızın katillerini tanıyoruz. Roboski’den, Reyhanlı’dan, Soma Madeni’nden, Torunlar İnşaat’tan, Diyarbakır’dan, Suruç’tan.

Arkadaşlarımızın acısı ve yaşanan katliam, uzun süre hafızalarımızdan çıkmayacak. Bir taraftan arkadaşlarımızın yasını tutmaya çalışırken, bir taraftan da saldırı kadar alçakça olan yalanlarla mücadele ediyoruz.

Bombayı patlatanların arkasında siyasi iktidarın olduğunun görünmemesi için, ellerinden geleni yapıyorlar.  Yalan söylüyorlar, hedef şaşırtıyorlar, gerçeğin açığa çıkmasını istemiyorlar.

Bunlardan biri de Aydınlık Gazetesi yazarı Mustafa MUTLU. Aydınlık Gazetesi’ni bilmeyeniniz yoktur. Doğu PERİNÇEK’in yayın organı. İşte bu gazetenin yazarı Bay Mutlu, 14 Ekim tarihli yazısında aklınca DİSK-KESK-TMMOB ve TTB yöneticilerine sorular soruyor; “Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in... Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK’in... Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği TMMOB’un... Ve Türk Tabipleri Birliği TTB’nin o alanda ne işi vardı? PKK’nın siyasi kanadı HDP’yle neden kol kola girdiler?”  

Mitingin çağrıcısı ve örgütleyicisi oldukları için olabilir mi Bay Mutlu? Bu miting DİSK-KESK-TMMOB ve TTB’nin çağrısı üzerine yapıldı. Evet Bay Mutlu kol kola girdik, barış için, kardeşlik için, eşit, özgür, gerçekten demokratik bir Türkiye’de bir arada yaşamak için.
         
      HDP, Haziran, CHP, ESP ve daha nice örgüt kol kola girdi, yan yana geldi. “Barış olsun, ölümler dursun” demek için Ankara’ya geldi. Son zamanlardaki en kitlesel eylem yapılacaktı ama yapılamadı. Sizin bugün yancılığını yaptığınız AKP iktidarı ve onun besleyip büyüttüğü caniler, yoldaşlarımızı katletti. Birileri, barış sesinin bu kadar gür çıkmasına tahammül edemedi.

Siz ve size liderlik yapan omurgasız şahsiyet ile sarayın emir eri olmuş olabilirsiniz ama bu ülkenin devrimcileri sizin kadar omurgasız değil. Siz sarayın savaşını “vatan savunması” diye kendi gazete yazarlarınıza bile yutturamıyorken, halka yutturabileceğinizi sanıyorsunuz Bay Mutlu. Herkesin sizin gibi bir yerden emir alarak mı siyaset yaptığını zannediyorsunuz? Türk ordusu, ABD ve PKK’ye karşı mücadele ediyor yalanını söylüyorsunuz. Sonra ABD ile anlaşıp, İncirlik üssünü ABD’ye açan AKP’ye sınırsız destek veriyorsunuz. Cihatçılara karşı Suriye ve Esad’ın yanındayız deyip, Suriye halkını ve Esad’ı baş düşman ilan etmiş AKP ve sarayın yanında savaş çığırtkanlığı yapıyorsunuz.

Bay Mutlu’nun yalanları, yukarıda belirttiklerimle de bitmiyor. Yine DİSK-KESK-TMMOB ve TTB’ye şöyle sesleniyor. “PKK, Dağlıca’yı basıp onlarca askerimizi öldürdüğü zaman, neden ortalıkta yoktunuz? Polislerimize pusu kurulduğu günlerde neredeydiniz? Sivil vatandaşlar katledildiğinde niçin susuyordunuz?” 

Susmadıkları için Türkiye’nin dört bir yanından onbinlerce insan, 10 Ekim’de Ankara’daydı Bay Mutlu. “Artık yeter; ne asker ölsün, ne de gerilla, silahlar sussun, barış gelsin” diye haykırıyorlardı. Halaylar çekip, şarkılar, türküler söylüyorlardı. Ama sizin yancılığını yaptığınız siyasi iktidarın beslemesi caniler, o türkülere bombalarla saldırdılar. Hadi, bombalarla susturulmaya çalışılan barış sesimizi duymuyorsunuz Bay Mutlu, biraz zahmet edip, bu kurumların internet sitelerine bakıp, Dağlıca dâhil yaşanan onca olaya karşı söylediklerini görebilirsiniz.

Ama Bay Mutlu sizin derdiniz bombaların patlaması, insanların ölmesi değil. Sizin derdiniz bombaların asıl faili olan siyasi iktidarın rolünün, açığa çıkmasını engellemek. Ama boşuna çırpınıyorsunuz Bay Mutlu. Herkes, her şeyin farkında. Sorumluları bile kendilerini gizleyemiyor, siz boşuna çırpınıyorsunuz Bay Mutlu.  

Bay Mutlu bir de şark kurnazlığı yapıyor ve lümpen faşist ağzıyla “niye elinizde hiç bayrak yoktu?” diye soruyor.  “Bayrak olmaması için ortak karar mı aldınız?” diye de ekliyor. Aklınca bayrak üzerinden sendika ve odaları vurmaya çalışıyor. Tıpkı yancılıklarını yaptıkları AKP ve saray gibi, bayrağı toplumsal muhalefet üzerinden bir sopa gibi kullanmaya çalışıyor Bay Mutlu.

Bay Mutlu bunlarla da yetinmiyor bir de solculuk dersi vermeye kalkıyor.  Şöyle buyurmuş Bay Mutlu “Solculuk; her türlü etnik ve dinci siyasete “Hayır” demeyi gerektirir... Siz ise Kürtçülük üzerinden siyaset yapan HDP’nin ve onun silahlı örgütü PKK’nın maşası haline geldiniz. Bu yüzden, solculuk, sosyalistlik ayağına yatmayın; yemeyiz...” Bay Mutlu’ya bu solculuk konusunda verilecek en iyi cevap, Picasso’nun çizmeciye verdiği cevaptır.  Picasso bir resminde kullanacağı çizme figürü için çizmeciden yardım alır. Bu iş hoşuna giden çizmeci, resmin diğer yerleri hakkında da yorum yapmaya başlayınca Picasso dayanamaz ve “dur” der, “mesele resimse, çizmeden yukarı çıkma sen”

Evet Bay Mutlu mesele solculuksa, orda durun ve çizmeyi aşmayın. Sizin gibi düşünmeyen, savaş değil barış isteyen insanların kanı aktığı için “Mutlu” olabilirsiniz. Biz tam tersi çok öfkeliyiz ve isyandayız. Bu sefer arkadaşlarımızın hesabını vereceksiniz, hem onları öldürenler, azmettirenler, ekran karşısında pis pis sırıtanlar hem de onları aklamaya çalışan sizler. Bu sefer öfkemizden kaçamayacaksınız Bay Mutlu.