Cumhuriyet
Halk Partisi ön seçim sürecini tamamladı. CHP’nin milletvekillerini belirlemek
için ön seçim yapması belki de son yıllardaki en önemli politik hamlesi oldu.
CHP’nin seçimlerde ne vaat edeceği ve ne söyleyeceğinden çok, başarısını
belirleyecek şey bu ön seçimler olacaktır. CHP’nin özellikle AKP’nin
geriletilmesi konusunda tüm solu ve toplumsal muhalefeti kapsayacak geniş
tabanlı bir seçim işbirliğinden uzak durması, sağcı adaylar göstererek, sağdan
oy alacağı “umudundan” vazgeçmemesi, bir kısım yerlerde ön seçim yapmaması, Kemal
DERVİŞ gibi isimleri aday göstermek istemesi gibi olumsuzluklar mevcutsa da ön
seçim gibi demokratik bir mekanizmayı işletmesi, CHP’nin hanesine artı olarak
yazılacaktır. Özellikle Kemal KILIÇDAROĞLU’nun ön seçime giriyor olmasını da
unutmamak lazım. Hele ki şu günlerde Kaç-Ak
saray merkezli, bir tek adam kültünün iyice yerleşmeye başladığı siyaset
ortamında, KILIÇDAROĞLU ön seçime girerek, doğru bir tutum belirledi. Umarım ön
seçim süreci gibi demokratik süreçler, CHP’nin tüm genlerine işlesin. Özellikle
90’lı yıllarla birlikte Deniz BAYKAL’ında büyük katkısıyla uzaklaştığı sosyal
demokrat kimliğine geri dönebilsin.
CHP’nin
ön seçim yapması tabanına da bir hareketlilik kazandıracaktır. Malum herkes CHP
örgütlerinin çalışmadığından bahseder. Örgütlerin çalışmamasının belki de en
önemli nedenlerinden biri, aday belirleme süreçleri olmuştur. Bu süreçler hem
milletvekilliğinde hem de yerel seçimlerde hep aynı şekilde işletilmiştir.
Tabanın ne dediği, ne istediği dikkate alınmamış, genel başkanların istediği
kişiler aday yapılarak, taban ve örgüt arasındaki mesafe sürekli açılmıştır.
Bunun sonucunda seçimler süresince hantal, çalışmayan bir örgüt yapısı ortaya
çıkmıştır. İşte ön seçim yapılması, en başta bu görüntüyü ortadan
kaldıracaktır. Artık kimsenin bir bahanesi kalmayacak.
CHP’nin
ön seçim yaptığı ve sonucu merak edilen illerden biri de Antalya idi. Sonuçlar
epey şaşırtıcı oldu. Dr. Niyazi Nefi
KARA oyları sildi süpürdü ve birinci oldu. Kendini ikinci “kurucu” genel başkan
olarak kabul eden Deniz BAYKAL ise, ikinci olabildi. Özellikle Muratpaşa, Konyaaltı,
Döşemealtı ve Kepez gibi ilçelerde Deniz BAYKAL ancak dördüncü olabildi.
Muratpaşa’da sandıklar ilk açıldığında ise, Baykal ancak 8. Sırada kendine yer
bulabilmişti. Baykal’ı özellikle doğu ve batı illerinden gelen oylar kurtardı.
O oylarda birinci çıkmasına yetmedi. Baykal ikinci olabilse de kendisine yakın
Yıldıray SAPAN ve Gürkut ACAR gibi isimler listeye giremedi.
Onlar
listeye giremediği gibi, Baykal’ın arasının limoni olduğu Antalya Büyükşehir
Belediyesi eski başkanı Mustafa AKAYDIN ve bir önceki İl başkanı Devrim KÖK,
Baykal’ın hemen ardından 3.ve 4. Sıradan seçildiler. Özellikle merkez ilçelerde
her iki isim, Baykal’dan daha çok oy aldılar. Yerel seçim sürecinde Baykal ve
ona yakın isimlerin pasif bir tutum içinde olduğu çokça söylendi. Bu tutum özellikle
seçimin kaybedilmesinde de büyük bir faktördü.
Akaydın’ın aldığı oylar gösteriyor ki, özellikle merkezde, CHP tabanı
hocaya sahip çıkmış.
Ön
seçimde CHP tabanı, kadınlara hiç şans tanımamış. Seçilme şansı olan bir kadın
aday dışında, sıralamaya girenlerin çok şansı yok gibi.
Ön
seçimin sonuçlarının ilginç bir noktası sosyalist olduklarını söyleyip, sol
söylem kullanan adayların hüsran yaşamış olması. Seçilebilecek yerden listeye
giren bir tane bile “sosyalist” aday göremedim. Antalya’da CHP tabanı
sosyalistlere şans tanımamış demek ki. CHP Antalya için kontenjan adayı olarak
da ATSO başkanı Çetin Osman BUDAK’ı aday gösterdi. CHP Antalya’da hayli
ulusalcı bir listeyle seçime girecek. Ne yapalım CHP’den umudunu kesemeyen
solcularımıza hayırlı olsun.