3 Ocak 2016 Pazar

Ortadoğu’da Yeni Bir Kıvılcım; Ayetullah Nemr Bakır En-Nemr’in İdamı

       Suudi Arabistan 2 Ocak günü 47 kişiyi idam etti. Terör suçuyla yargılanan ve suçlu bulunan 47 kişi içinde, ülkenin önde gelen Şii din adamı Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’de var. Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr, ülke yönetimini karşı 2011’de başlayan protestoları desteklediği ve teşvik ettiği gerekçesiyle tutuklanmıştı. Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr, özellikle Cuma hutbelerinde Şiilere dönük baskıları eleştiriyordu.  Bu nedenle Suudi yönetimi, Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’den Cuma namazı kıldırmamasını istemişti.

Arap ülkelerinde başlayan isyan dalgası Suudi Arabistan’da da yankı bulmuş ve ülkenin zengin doğu vilayetlerinde yaşayan Şiiler ayaklanmıştı. Demokratik şekilde başlayan bu gösterilere, Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’de destek veriyordu. Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr konuşmalarında Şiilerin Petro Dolar zengini Suudi rejiminden monarşinin kaldırılmasını, serbest seçimlerin yapılmasını, Şiilere yönelik ayrımcı politikalara son verilmesini, Şii mezhebinin resmi bir mezhep olarak tanınmasını, vahabi din adamlarının Şii mezhebine dönük hakaretlerine son vermelerini, ülkedeki fakir halkın durumunun iyileştirilmesini istiyordu.

Suudi Arabistan yönetimi Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’i İran ajanı olmakla ve halkı ayaklandırmakla suçluyordu. Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr “Eğer Suudi Arabistan İran’la hesaplaşmak istiyorsa onlarla savaşsın, bizim kimseyle bir bağımız yok, biz, bize ait olan haklarımızı istiyoruz” diyerek suçlamaları reddediyordu.

Suudi Arabistan 2011’deki ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırdı ve 2012 yılında da Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’i tutukladı. Yaptıkları yargılama sonucu suçlu buldukları Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’ i idam ettiler.

Bu idam sıradan bir idam olmanın ötesinde başka anlamlar taşıyor. Bu idam aslında, genelde Şiilere, özelde İran’a bir mesaj. Suudi Arabistan yönetimi ülke içindeki Şii ayaklanmayı bastırmakla kalmamış, Bahreyn’deki ayaklanmaya da doğrudan askeri müdahalede bulunmuştu. Bahreyn’deki ayaklanma Suudi tanklarıyla bastırılmıştı.

Suudi Arabistan yönetimi, uzun zamandır Şiilere savaş açmış durumda. En son Yemen’e işgal gücü gönderen Suudi Arabistan, Yemen’in önemli bir gücü olan Ensarullah hareketi yani Husilerle Yemen’de savaşıyor. Suudi Arabistan bölgedeki tüm Şii hareketleri, İran’ın yönlendirdiği varsayımıyla her türlü hareketi bastırmayı meşru görüyor.

Oysa bir bütün olarak Şiiler Ortadoğu’da güç kazanıyor ve birbirleriyle yakınlaşıyor. Aslında olan, Arap baharının bir Şii baharına dönüşmüş olması. ABD’nin Irak’ı işgaliyle Irak’lı Şiiler ülkenin en büyük gücü haline geldiler ve İran’la yakınlaşmaları arttı. Haliyle İran’ın Irak üzerindeki etkisi de yoğunlaştı.

Araplar İsrail’le yaptıkları tüm savaşları kaybetmişken, İsrail’e tek mağlubiyeti tattıran Lübnanlı Şii hareket Hizbullah oldu. Suriye iç savaşında, Şii olmamasıyla birlikte, İran ve Hizbullah’ın müttefiki olan Esad Katar, Suudi Arabistan ve Erdoğan desteklediği cihatçı teröristlere rağmen ayakta kalmayı başardı.

Ayrıca İran’ın, ABD ve diğer ülkelerle nükleer meselesi üzerinden anlaşmaya varması, Suudi Arabistan için yeni bir kayıp demekti.

İşte tüm bunlar üst üste konunca, Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’in idamı daha iyi anlaşılır.

Suudi Arabistan’ın Ayetullah olan bir Şii din adamının öldürülmesinin yaratacağı infiali bilmemesi imkânsız. Buna rağmen Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’i idam ettiler. Bu idamla bölgede yeni bir mezhep savaşının kıvılcımı ateşlenmiş oldu. Bu kıvılcım sadece Suudileri yakmayacak, tüm Ortadoğu ve ülkemize de sıçrayacaktır.

Suudilerin en büyük müttefiklerinden olan Erdoğan’ın, bu meselede de onların yanında yer alacağı kesindir. Hem mezhepsel olarak hem de çıkarları bunu gerektiriyor.  İsrail’le barışma, İran’la düşmanlaşma dönemi çok yakında hız kazanacaktır.

AKP’li Bekir BOZDAĞ’ın geçmiş yıllarda İsrail’i yenen Hizbullah’ı şeytan ilan ettiği konuşma, arşivlerde duruyor.

Tüm bu yaşananlar Ortadoğu’daki güç mücadelesinin yeni adımları. Bu kavgada daha çok masumun kanı akmaya devam edecek.

Yalnız şuanda Ortadoğu’da yükselen iki güç; Kürtler ve Şiiler. Yaptıkları çelişkili ittifaklara rağmen, bu iki halkın mücadelesini kanla bastırmaya çalışanlar fena halde kaybedecekler.

Zamanı gelmiş bir fikir kadar, zamanı gelmiş halkları da durduramazsınız. Tarih bunun sayısız örneğiyle doludur. Ya eşit, özgür, gerçekten demokratik bir ülkede bir arada yaşamı seçersiniz ya da halklar kendi iradesini kendi seçer.