24 Ocak 2019 Perşembe

Kültürel Mirasımızı Yağmalatmayacağız!




Son günlerde definecilik adı altında ülkenin kültürel mirasına yönelik saldırılar arttı. Ve bu saldırılar artık daha da örgütlü. Çocukluğumuzun öyle altın peşinde koşan elinde kazma kürek dolaşan insanları değil bunlar. Tamamen bilinçli bir şekilde örgütlü hareket ediyorlar. Önce, Anadolu Definecileri Eğitim ve Araştırma Derneği diye dernek kurdular. İl il dolaşarak definecileri eğitmeyi planlıyorlarmış. Hatta birkaç ilde toplantılarda yapmışlar. 

Defineciler şimdide “Define” adıyla dergi çıkarmaya başlamış. İnternetten de satışı var. Ayrıca yapılan kaçak kazılar internet üzerinden yayınlanıyor hatta internet üzerinden eserlerin satışı yapılıyor. 


Geçtiğimiz günlerde HaberTürk gibi ulusal bazda yayın yapan bir haber kanalında define nasıl aranır diye program bile yapıldı. Yani anlayacağınız ülkemizin kültürel mirası örgütlü bir saldırı altında. 

Ülkemizde kültür varlıklarının korunmasına dair bir yasa var elbette ama bu defineciliğin ve kaçak kazıların önüne geçemiyor. Birçok kez ifade ettim, öncelikle bu ülkenin tarihe bakış açısını değiştirmesi lazım. Bu ülkenin, bu coğrafyanın tarihi 1071 veya 1299’la sınırlı değil. Bu topraklarda yaşamış gelip geçmiş tüm medeniyetleri sahiplenmeliyiz. Tarih ve kültür politikamızı buna göre belirlemeliyiz. Tarihin belirli bir kesitine sahip çıkıp gerisini kaderine terk edemeyiz. Bu nedenle, bu alanda ciddi bir politika değişikliğine ihtiyaç var.

Öncelikle Turizmden ayrıştırılarak, Kültür Bakanlığı yeniden kurulmalıdır. Arkeolojik alanlar korunaklı hale getirilmeli bu konudaki yasal boşluklar giderilmelidir. Kaçak kazılarda kullanılan dedektörlerin bu amaçla satışı ve kullanımı yasaklanmalı, defineciliği özendiren ve teşvik eden yayınların çıkarılması ve bu amaçla yayınlar yapılmasına müsaade edilmemelidir. 

Yukarıda sıraladığım hususlar ancak ciddi bir kamuoyu ve toplumsal bir baskı oluşturulursa hayata geçirilebilir. Yoksa görüldüğü üzere defineciler bile, biz Arkeologlardan daha örgütlüler. Sesleri daha gür çıkıyor. Bu işin önü alınmaz gerekli mücadeleyi yapmazsak yarın daha da güçleneceklerdir. Yarattıkları kamuoyu baskısıyla da siyasilerden istediklerini de alırlar. 


Bu nedenle definecilikle mücadele sadece Arkeologların tepkisiyle çözülebilecek bir mesele değil. 

Kısa vadede yapılacak en etkili şey “Kültürel Mirasımızı Yağmalatmayacağız” diyerek bu konuda toplumun tüm duyarlı kesimlerini işin içine katarak ciddi bir mücadele yürütmektir. Kitlelerin bu konuda eğitilmesi gibi mücadele başlıkları ise uzun vadede olacaktır. 

Bu nedenle Arkeologlar olarak daha güçlü ve sahici bir mücadele yürütmeliyiz. Bu konuda özellikle kamuoyunda tanınan hocalarımıza büyük iş düşüyor. Sadece beyanat vermekle artık bu işin çözülemeyeceği ortada. Bunun için gerekli olan kamuoyu baskısını ve toplumsal duyarlığı yaratmak, ülkenin aydın kesimini işin içine katmak için, taşın altına daha fazla ellerini sokmaları lazım. Hep birlikte mücadele edersek başarırız.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder