24 Ekim 2017 Salı

Mülteci Düşmanlığı

Ülkemizde ırkçılığın yeni hedefi, Suriyeliler. Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana ülkemize gelen Suriyelilerin sayısı resmi rakamlara göre, 2 milyon 900 bin ancak resmi olmayan sayılarla bu rakamın 3,5 milyon olduğu tahmin ediliyor. Antalya’da kayıtlı Suriyeli sayısı 400 kişi civarında ama kayıtlı olmayanların sayısının 10 bin kişi olduğu tahmin ediliyor.

Ülkelerindeki iç savaştan kaçıp ülkemize sığınan bu insanlar, başta siyasiler olmak üzere, yazılı basın, görsel ve sosyal medya üzerinden sürekli hedef gösteriliyorlar ve ırkçı saldırıların hedefi oluyorlar.  Antalya’da yaşayan Suriyeliler de bu saldırılardan ve hedef gösterilmeden nasibini alıyor.

Bunun son örneği Hürses Gazetesi ve www.haberantalya.com adlı internet sitesinde yazan Abdullah Yalçın’a ait*.  Abdullah Yalçın, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü  ile Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneğinin organize ettiği “Basın Mensupları için Göç ve Mültecilik Konularında Bilgi ve Farkındalık Projesi” kapsamında seminere katıldıktan sonra, ülkemizdeki Suriyeli Mültecilerin kalıcı olduğu algısına kapılmış ve paniklemiş.  Ardından da hemen her yerde ve sürekli duyduğumuz o veciz cümleleri kurmuş. “Kimse kusura bakmasın ama benim ülkemde evine ekmek götüremeyen yurdum insanı bile varken, göçmen ve sığınmacı adı altındaki kişiler yine benim ülkemde rahat yaşıyor. Benim askerim Suriye’de savaşırken, şehit düşerken, dalyan gibi Suriyeli gençler Konyaaltı sahilinde tatil yapıyor”

Abdullah Bey kusura bakmasın ama ülkemizdeki işsizliğin sorumlusu Suriyeliler değil. Ülkemizde işsizlik her zaman sorundu ve bu neo-liberal politikalarla da sorun olmaya devam edecek. O sizin hedef gösterdiğiniz Suriyelilerin neredeyse tamamına yakını, kayıt dışı olarak çalıştırılıyor. Bakın çalışıyor demiyorum, çalıştırılıyor diyorum.  Bu ülkede Suriyelilerin kayıt dışı çalıştırılmasıyla övünen Bakan var. Bakın Başbakan Yardımcısı Veysi KAYNAK ne diyor; “ Türkiye, 3 milyon insanı beşeri sermaye olarak görmelidir. Birçok ilde Suriyeliler olmazsa, düz işçilik yapan yok. Suriyeliler olmazsa, fabrikalarımız durur.” 

Peki, Suriyeli işçilerin hangi şartlarda çalıştığını biliyor musunuz?  Çoğu zaten çalışmak istese de çalışamıyor, çalışan da kayıt dışı olarak çalıştırılıyor, çalışma saatleri yasal çalışma saatlerinin çok üzerinde. Hele mevsimlik işçi olarak çalışanların çalışma koşulları daha da kötü. Günde 11-12 saat çalışan mevsimlik işçiler, 20-40 TL arası ücret alıyorlar.  Suriyelilerin emeği bu şekilde sömürülüyor ve birde iş bulamayan vatandaşlarımıza “işsizliğin asıl sebebi” olarak gösterilerek, hedef haline getiriliyorlar. Ve Abdullah YALÇIN, bunu rahat yaşamak olarak adlandırıyor. Böylece Suriyeli emekçilere karşı kışkırtılan halkımız, işsizliğin asıl sorumlularını göremiyor. Onlara yöneltmesi gereken hıncını, Suriyelilerden çıkarıyorlar.

Abdullah YALÇIN; “Benim askerim Suriye’de savaşırken, şehit düşerken, dalyan gibi Suriyeli gençler Konyaaltı sahilinde tatil yapıyor” diyor.  Birinin Abdullah YALÇIN’a hatırlatması lazım, TSK Suriye devletinin talebiyle Suriye topraklarında değil, bizzat Recep Tayyip ERDOĞAN’ın talimatıyla Suriye topraklarında.  Oysa El Bab’a Özgür Suriye Ordusuna destek amaçlı girilmişti. Onlar savaşacak, TSK birlikleri sıcak çatışmaya girmeyecekti ama ne hikmetse, 70 asker hayatını kaybetti. “Ne uğruna?” diye sormak yerine, “biz savaşıyoruz onlar tatil yapıyor” argümanını ortaya atıp, Suriyelileri hedef gösteriyor.  Şimdide İdlip’e girildi, ne uğruna? Suriye devleti topraklarımızdan çıkın diyor.

Ülkemizin Suriye bataklığına gömülmesinin baş aktörleri, Recep Tayyip ERDOĞAN ve Ahmet DAVUTOĞLU ikilisinin Neo-Osmanlı hayalidir. Ve maalesef geride kalan yedi yılda bu bataklığın içine gömülmeye devam ediyoruz. İç savaş boyunca her türden cihadist örgüt desteklendi, birçok ülkeden gelen cihadist teröristler Türkiye üzerinden Suriye’ye geçti ve Suriye yerle bir edildi. Milyonlarca Suriyelinin artık döneceği bir evi yok.

Şimdi bu gerçekleri sorgulamayıp, Suriyelileri hedef göstermek gazetecilik değil, düpedüz ırkçılıktır.

Abdullah YALÇIN bir önceki yazısında da ** Muğla ve Antalya’nın pilot bölge olarak kabul edildiği ve Suriyeli mültecilerin kente girmesinin yasaklandığı genelgenin uygulanmamasına tepki gösteriyor. Apaçık ırkçılık kokan bu genelgeyi savunuyor.
*http://www.haberantalya.com/yazarlar/y/m/3208/

**http://www.antalyahurses.com/yazarlar/abdullah-yalcin/devlet-ciddiyeti/19486/