Ülkemizde ırkçılığın yeni hedefi, Suriyeliler.
Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana ülkemize gelen
Suriyelilerin sayısı resmi rakamlara göre, 2 milyon 900 bin ancak resmi olmayan
sayılarla bu rakamın 3,5 milyon olduğu tahmin ediliyor. Antalya’da kayıtlı
Suriyeli sayısı 400 kişi civarında ama kayıtlı olmayanların sayısının 10 bin
kişi olduğu tahmin ediliyor.
Ülkelerindeki iç savaştan kaçıp ülkemize sığınan
bu insanlar, başta siyasiler olmak üzere, yazılı basın, görsel ve sosyal medya
üzerinden sürekli hedef gösteriliyorlar ve ırkçı saldırıların hedefi oluyorlar.
Antalya’da yaşayan Suriyeliler de bu
saldırılardan ve hedef gösterilmeden nasibini alıyor.
Bunun son örneği Hürses Gazetesi ve www.haberantalya.com
adlı internet sitesinde yazan Abdullah Yalçın’a ait*. Abdullah Yalçın, Basın
Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Sığınmacılar ve
Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin organize ettiği “Basın Mensupları
için Göç ve Mültecilik Konularında Bilgi ve Farkındalık Projesi” kapsamında seminere katıldıktan
sonra, ülkemizdeki Suriyeli Mültecilerin kalıcı olduğu algısına kapılmış ve
paniklemiş. Ardından da hemen her yerde
ve sürekli duyduğumuz o veciz cümleleri kurmuş. “Kimse kusura bakmasın ama benim ülkemde evine ekmek götüremeyen yurdum
insanı bile varken, göçmen ve sığınmacı adı altındaki kişiler yine benim
ülkemde rahat yaşıyor. Benim askerim
Suriye’de savaşırken, şehit düşerken, dalyan gibi Suriyeli gençler Konyaaltı
sahilinde tatil yapıyor”
Abdullah Bey kusura bakmasın ama ülkemizdeki
işsizliğin sorumlusu Suriyeliler değil. Ülkemizde işsizlik her zaman sorundu ve
bu neo-liberal politikalarla da sorun olmaya devam edecek. O sizin hedef
gösterdiğiniz Suriyelilerin neredeyse tamamına yakını, kayıt dışı olarak çalıştırılıyor.
Bakın çalışıyor demiyorum, çalıştırılıyor diyorum. Bu ülkede Suriyelilerin kayıt dışı
çalıştırılmasıyla övünen Bakan var. Bakın Başbakan Yardımcısı Veysi KAYNAK ne
diyor; “ Türkiye, 3 milyon insanı beşeri
sermaye olarak görmelidir. Birçok ilde Suriyeliler olmazsa, düz işçilik yapan
yok. Suriyeliler olmazsa, fabrikalarımız durur.”
Peki, Suriyeli işçilerin hangi şartlarda
çalıştığını biliyor musunuz? Çoğu zaten
çalışmak istese de çalışamıyor, çalışan da kayıt dışı olarak çalıştırılıyor,
çalışma saatleri yasal çalışma saatlerinin çok üzerinde. Hele mevsimlik işçi
olarak çalışanların çalışma koşulları daha da kötü. Günde 11-12 saat çalışan
mevsimlik işçiler, 20-40 TL arası ücret alıyorlar. Suriyelilerin emeği bu şekilde sömürülüyor ve
birde iş bulamayan vatandaşlarımıza “işsizliğin asıl sebebi” olarak
gösterilerek, hedef haline getiriliyorlar. Ve Abdullah YALÇIN, bunu rahat
yaşamak olarak adlandırıyor. Böylece Suriyeli emekçilere karşı kışkırtılan
halkımız, işsizliğin asıl sorumlularını göremiyor. Onlara yöneltmesi gereken
hıncını, Suriyelilerden çıkarıyorlar.
Abdullah YALÇIN; “Benim askerim Suriye’de savaşırken, şehit düşerken, dalyan gibi
Suriyeli gençler Konyaaltı sahilinde tatil yapıyor” diyor. Birinin Abdullah YALÇIN’a hatırlatması lazım,
TSK Suriye devletinin talebiyle Suriye topraklarında değil, bizzat Recep Tayyip
ERDOĞAN’ın talimatıyla Suriye topraklarında.
Oysa El Bab’a Özgür Suriye Ordusuna destek amaçlı girilmişti. Onlar
savaşacak, TSK birlikleri sıcak çatışmaya girmeyecekti ama ne hikmetse, 70
asker hayatını kaybetti. “Ne uğruna?” diye sormak yerine, “biz savaşıyoruz
onlar tatil yapıyor” argümanını ortaya atıp, Suriyelileri hedef gösteriyor. Şimdide İdlip’e girildi, ne uğruna? Suriye
devleti topraklarımızdan çıkın diyor.
Ülkemizin Suriye bataklığına gömülmesinin baş
aktörleri, Recep Tayyip ERDOĞAN ve Ahmet DAVUTOĞLU ikilisinin Neo-Osmanlı
hayalidir. Ve maalesef geride kalan yedi yılda bu bataklığın içine gömülmeye
devam ediyoruz. İç savaş boyunca her türden cihadist örgüt desteklendi, birçok
ülkeden gelen cihadist teröristler Türkiye üzerinden Suriye’ye geçti ve Suriye
yerle bir edildi. Milyonlarca Suriyelinin artık döneceği bir evi yok.
Şimdi bu gerçekleri sorgulamayıp,
Suriyelileri hedef göstermek gazetecilik değil, düpedüz ırkçılıktır.
Abdullah YALÇIN bir önceki yazısında da **
Muğla ve Antalya’nın pilot bölge olarak kabul edildiği ve Suriyeli mültecilerin
kente girmesinin yasaklandığı genelgenin uygulanmamasına tepki gösteriyor.
Apaçık ırkçılık kokan bu genelgeyi savunuyor.
*http://www.haberantalya.com/yazarlar/y/m/3208/
**http://www.antalyahurses.com/yazarlar/abdullah-yalcin/devlet-ciddiyeti/19486/