Turizmin başkenti olarak adlandırılan
Antalya, son günlerde, ülke gündemimizde ilk sırada yer alıyor. Son şiddetli
yağmur ve Milli Eğitim Şurasıyla gündemde olsa da kentin daha ciddi sorunları
da var. İşte böyle bir ortamda Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan COŞKUN Antalya
Büyükşehir Belediyesi Başkanı Menderes TÜREL ile çarşamba söyleşisi yapacağını
açıklayınca, herkeste bir merak uyandı. Malum son günlerde kentin gündemi hayli
yoğundu. Türel’in kentte olup bitenler hakkında, söyleyecekleri merak
ediliyordu. Bu merakımı gidermek için gazeteyi* açıp, söyleşiyi okuduğumda
bayağı bir şaşırdığımı itiraf etmeliyim, birçok kişinin de aynı şaşkınlığı yaşadığını
düşünüyorum. Çünkü kentin ana sorunlarına dair bir şeye rastlamadık. Sanırım
Ahmet Hakan COŞKUN işin magazinsel boyutuyla daha çok ilgili. Oysa insanların
cevabını merak ettiği birçok soru var.
Malum Menderes TÜREL, ikinci kez
belediye başkanı seçildi. Seçilir seçilmezde ilk icraatı, binlerce taşeron
işçinin işine son vermek oldu. İkinci olarak Tüm Bel – Sen sendikasına üye
yüzlerce memuru, sürgüne göndermesi olmuştu. Bu işçi kıyımıyla ilgili bir
soruyu göremedik. Hadi onu geçtik, Mustafa AKAYDIN zamanında üniversite
öğrencilerinin barınma sorununa bir nebze çözüm olsun diye açılan öğrenci yurdu,
bir oldubittiyle, Kılıçdaroğlu’nun rüşvetin merkezi dediği, TÜRGEV’e verilmişti.
Ama buna dairde bir şey göremedik.
Antalya Sanatçılar Derneği(ANSAN) 1992 yılından beri kullandığı
Kaleiçi’ndeki yerinden, hukuksuz bir şekilde polis zoruyla çıkarıldı. ANSAN’ın tahliyesi sırasında halka polis ve
zabıta saldırmış, hatta zabıtalar CHP’li belediye meclis üyelerini
yumruklamışlardı. Yine Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği mevcut yerinden
Büyükşehir Belediyesi tarafından çıkarılmak isteniyor. ANSAN tarzı bir süreçle
karşı karşıyalar. Ama bunlarda söyleşide sorulmamış. Menderes TÜREL’in, ANSAN
tahliyesinde de gördüğümüz, zabıta ordusuna neden ihtiyaç duyduğunu da
öğrenemedik. Antalya’da suya yapılan %9’luk zam da haliyle söyleşide yok.
Antalya malum turizmin başkenti, yüz
binlerce insan turizmden geçimini sağlıyor. Son Milli Eğitim Şurası’nda alınan
turizm meslek liselerinde alkol servisi dersinin kaldırılmasına yönelik kararla
ilgili kenti yöneten Menderes TÜREL, ne diyor onu da haliyle öğrenemedik.
Kısaca kente dair sorunlar ve
sıkıntılar hakkında Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Menderes TÜREL’in ne
düşündüğünü, kendisi hakkındaki eleştirilere ne cevap vereceğini öğrenemedik.
Gelelim söyleşideki gündemlere. Ahmet
Hakan COŞKUN, Menderes TÜREL’e geride bıraktığımız Altın Portakal Film
Festivali’nde yaşanan sansür iddialarını soruyor. Menderes TÜREL, olayı AKP’lilerin
tipik komplo teorileriyle açıklıyor. Bu
işin “stratejik bir eylem planı” olarak tasarlandığını iddia ediyor. Bu kanıya
nerden mi varmış? Onu da yine söyleşiden öğreniyoruz. Kendisine festivalle ilgili İstanbul’da
yaptığı basın toplantısında sorulan “Gezi ile ilgili bir film gelirse ne
yapacaksınız?” sorusundan, “stratejik bir eylem planı” olduğunu anlamış. Oysa tüm Antalya biliyor ki Menderes TÜREL bu
festivali, bir bütün olarak yüzüne gözüne bulaştırdı. Yıllardır festivali
organize eden AKSAV’ı devre dışı bırakarak, kendi kurduğu ekiple yapmak
istediği festival, sansürün gölgesinde ve başka bir sürü aksaklıkla zar zor
yapıldı. “İçinde küfür var, hukuki olarak gösterilmesi sakıncalı” denilen film birçok
başka festivalde gösterildi. Tüm Antalyalılar biliyor ki Gezi belgeseli
sansürlenmek istendi, gösterimi engellenmeye çalışıldı.
Menderes TÜREL bir başka konuda da
doğruları söylemiyor. Kadınlar Plajında bazı CHP’lilerin, üstsüz olarak
güneşlenme eylemi yapmaya çalıştıklarını söylüyor. Bir sonuç alamadıkları için de
vazgeçtiklerini iddia ediyor. Bu mesele yerel basına** da yansıdığı için,
herkes işin aslını biliyor. Çıplak olarak güneşlenmek isteyen CHP’liler değil,
yabancı turistlerdi. Onlarda birkaç türbanlının tepkisiyle karşılaşmışlardı.
İsteyen yerel basın arşivini açıp bakabilir.
Menderes TÜREL’in yaptıkları ve
söyledikleri arasındaki başka bir tutarsızlık da kutuplaştırma meselesiyle
ilgili. TÜREL “kutuplaştırma siyaseti AKP’ye yarayabilir ama bu, benim
benimsediğim anlamına gelmez” gibi iddialı bir laf ediyor. Ama Antalya’da
yaşananlar tam tersini gösteriyor. Menderes TÜREL ikinci defa başkan
seçildiğinden beri, Antalya’da gerilimi ve ayrışmayı şiddetlendiren bir tutum
içerisinde. Kendi yakın çevresi dâhil birçok kişi, artık farklı bir TÜREL’le
karşı karşıya olduklarını ifade ediyor.
Büyük bir intikam hissiyle davrandığını belirtiyor. AKP’nin izlediği
kutuplaştırma siyasetini, birebir Antalya’da uyguluyor. Özellikle ANSAN ve ÇYDD
meselesindeki tutumu, bunun en net örnekleri. AKP’nin İstanbul ilçe
belediyelerinde görev yapmış birçok kişiyi danışman yapması ve belediyede önemli
noktalara ataması, önümüzdeki dönemde Antalya’da nasıl bir siyaset
izleneceğinin göstergesi. Menderes TÜREL, Antalya’nın Tayyip ERDOĞAN’ı olmak
niyetinde. Uzlaşmasız, saldırgan, dediğim dedik çaldığım düdük anlayışıyla
davranmaya devam ediyor.
Menderes TÜREL’in bir de Antalyalılara
müjdesi var! On bin kişilik bir cami yaptıracakmış. Antalya’nın bitmek bilmeyen
bir gündemi de bu camii yaptırma meselesi. Beş bin kişilik bir camiinin,
Akdeniz Üniversitesi yerleşkesinde, yapımı devam ediyor. Bu on bin kişilik
camii nereye yapılacak belli değil. Hangi ihtiyaçtan doğduğu da söylenmiyor.
Hatırlayanlar olacaktır; benzer bir tartışma Kaleiçi’nde yer alan tarihi Kesik
Minare’nin yeniden ibadete açılması meselesinde yaşanmıştı. Ayasofya, camii
olsun diyenlere Recep Tayyip ERDOĞAN “önce vakit namazlarında camileri doldurun,
sonra bakarız” demişti. Aynısı Antalya için geçerli, namaz vakitlerinde çıkın,
şöyle bir camilerin önünden geçin, içinde cemaat olmadığını rahatlıkla
görürsünüz. Peki, bu camii ihtiyacı nereden çıktı? Menderes TÜREL’in izlediği
siyasetin bir ürünü. O da Recep Tayyip ERDOĞAN’la uyumlu siyasi bir hat izlemek
istiyor. Tıpkı onun gibi kutuplaştırıp, ayrıştırıyor, din üzerinden siyaset
üretiyor. Kadınlar plajı, ilerici kurumların, derneklerin mekânlarından
uzaklaştırılması, her türlü alanın yandaşlara devredilmesi bu siyasetin bir
uzantısı. Anlayacağınız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın yeni Türkiye’sine paralel,
Menderes TÜREL’de yeni bir Antalya yaratma çabasında.
Ne Antalya ne de Türkiye, bu gerici, piyasacı
kuşatmaya teslim olmayacak.
*http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/altin-portakal-i-sabote-etmeye-kalkistilar_27742359
**http://www.antalyaajans.net/turizm-haberleri/kadinlar-plajinda-hasemali-ustsuz-kavgasi-h5679.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder