8 Ağustos 2011 Pazartesi

Japonya’dan Ders Alan Olur mu?



Hiroşima’ya atom bombasının atılmasından buyana 66 yıl geçti.  ABD 2. Dünya savaşında pes etmek üzere olan Japonya’ya atom bombası atmıştı. Hiroşima ABD’yi kesmemiş üç gün sonra da Nagazaki’ye yeniden atom bombası attı. Bu saldırıdan sonra Japonya tamamen teslim oldu.  Bu saldırılar Japonya’nın yaşadığı son nükleer felaket olmadı. Geçtiğimiz aylarda Japonya Sendai kentinde meydana gelen 9.0 büyüklüğünde ki depremle yeniden sarsıldı. Depremin yıkımı büyük oldu ama asıl büyük şok Fukuşima nükleer santralinde  yaşanan nükleer sızıntıyla yaşandı. Japonya gibi teknolojinin en yüksek aşamada olduğu bir ülkede bile nükleer santraller doğa karşısında yenik düştü. Hem Japonya hem dünya nükleer tehlikeyle burun buruna kaldı. Bir çok ülke nükleer  santralleri tekrar tartışmaya başladı. Bir çok Avrupa ülkesinde nükleer karşıtı büyük gösteriler yapıldı.
  
Hiroşima’ya atom bombası atılmasından dolayı hayatını kaybedenler için yapılan anma etkinliğinde konuşan Japonya başbakanı  Japonya’nın nükleer enerjiye olan bağımlılığını sonlandırması gerektiğini söyledi. Japonya’nın bu noktaya gelmiş olması çok önemli. Yukarda da değindiğim gibi Japonya gelişkin bir teknolojiye sahip ve bu güvenle nükleer santrallerin yüksek güvenlikli olduğu düşünülüyordu ama doğa onları da yanılttı. Şimdi Japonya nükleer enerjiden vazgeçme noktasına geldi. Peki Japonya gibi sıklıkla depremlerin yaşandığı bir yer olan ülkemizde durum ne. Tüm dünya nükleer enerjiden vazgeçmenin yollarını ararken AKP hükümeti dolu dizgin nükleer santral yapmanın peşinde koşuyor.  Hem de büyük bir ısrar ve vurdumduymazlıkla. Yine hatırlarsınız nükleer santralleri eleştirenlere başbakanın verdiği yanıt tarihe geçmişti. “risksiz yatırım yok,öyleyse evinizi de tüp gaz almayın” diye bilmişti. Oysa nükleer santraller ülkemiz için ve insan sağlığı için büyük tehlikeler arz ediyor. Yapılması planlanan bir çok santralın fay hatları üzerinde olduğu biliniyor. Bunlardan biri de Antalya’yı da doğrudan etkileye bilecek olan Akkuyu nükleer santrali.  Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santralin ihalesini Rus bir firma kazandı. Bu firmanın ilk defa geliştireceği ve daha önce hiç denenmemiş bir reaktör kuracağı iddia ediliyor. Hatta başka bir iddiaya göre Rus firmanın benzer bir reaktörü İran için yaptığı ama yapılan testlerde sızıntı tespit edilince tesisin yapılmasının durdurulduğu iddia edilmişti. Yine Akkuyu’nun deprem riski yüksek bir bölge olduğu biliniyor. Yaşanacak bir deprem sonrası oluşacak sızıntının etkisin Antalya kadar olan bölgeyi yoğun bir şekilde etkileyecek.  Ayrıca nükleer santrallerin yapılması yüksek maliyetli bir iş. Yapılacak tesislerde muhtemelen yap işlet sistemiyle yapılacağından üretilene enerjide tesisi yapan şirketlere devredilecek. Bu kuruluşların yapım maliyetlerini çıkara bilmek için üretilecek elektriği yüksek maliyetlerle halkımıza satacaklar. Yine santrallerden çıkacak atıkların depolanması da başka bir tehlike.

 Tüm dünya nükleer santrallerden vazgeçmenin uğraşındayken AKP hükümetinin ısrarı neden .   Yoksa  kendi ülkelerinde piyasaları daralan nükleer lobilerine birileri garantimi verdi.  Kendi ülkelerini bu felaketten kurtarırken ülkemizi nükleer çöplüğe çevirmek isteyenler bu gücü elbette AKP’den alıyor.
  
AKP’nin çevre düşmanı projeleri sadece nükleer santrallerle sınırlı değil. Son projelerden biri Yalova’dan yapılması planlanan kimyasal atık tesisi.  Ülkemizin doğası adeta AKP eliyle katlediliyor. AKP HESlerle nükleer santrallerle, atık tesisleriyle doğayı katlediyor. Sadece doğayı katletmekle kalmıyor bu katliama seyirci kalmayan halka yönelik sistemli bir baskı ve sindirme politikası uygulanıyor. Hopa’da yaşananlar bunun gerçek kanıtı. AKP ustalık döneminde kendisine karşı gelişe bilecek en önemli muhalefet noktalarından birinin bu doğa katliamına karşı olacağını biliyor.  Katliamına seyirci kalmayacak olanları ve tepki vereceklere karşı şimdiden önlem alıyor. Tüm bu baskı ve sindirme politikalarına rağmen sularımızın satılmasına,nükleer  santrallere karşı yaşamı ve doğamızı savunmaya devam edeceğiz. Bu sayede metin hocamızın gözü arkada kalmamış olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder