7 Kasım 2014 Cuma

ZEYTİN AĞACI VE KADER


Yıllar önce köyümüzdeki evin önündeki alanı genişletmek için, babam bir iş makinesi getirtmişti. Makine işe girişmiş alanı düzlerken, evin yanındaki dut ağacının sökülmesine ve alanın biraz daha genişletilmesine karar verildi. İş makinesi tam ağacı biraz yan yatırdı ki babaannem bir ok gibi atıldı ve ağacın sökülmesine engel oldu. Ne yaptılarsa da babaannemi ikna edemediler. Oturduğum çeperin üzerinde, çocuk aklımla olan bitene bir anlam verememiştim. Artvin’in bir köyündeyiz, her taraf ağaç, bahçemizde birkaç dut ağacı daha var zaten, ne olacak ki demiştim. Sonra anlayacaktım bir ağacın ne demek olduğunu. Hayatın, yaşamın ta kendisiydi. Gün gelecek, üç beş ağacın neler yapacağına da tanık olacaktım milyonlarla beraber. Bütün bir ülkenin üzerine çöken karabasanın, üç beş ağaçla nasıl bir umut ışığına dönüştüğüne tanık olacaktık.

Dün Soma’nın Yırcalı Köyü’nde yaşanan zeytin ağacı katliamını ve ağaçlarını savunan köylüleri görünce, babaannemi bir kere daha hatırladım. Aynı kararlılığı köylü kadınların yüzünde gördüm. Birkaç ay önce yaşanan maden faciasıyla adeta insan katliamının yaşandığı Soma’da, şimdide ağaç katliamı yaşanmıştı. Termik santral yapmak uğruna, 6000 zeytin ağacı köylülerin tüm çabasına rağmen iş makineleriyle söküldü. İktidarın sermaye severliğinden aldığı güçle Kolin denen şirket, bir ağaç katliamına imza attı. Madende çalışmayanların tek geçim kaynağı olan zeytinlikler yok edildi. Köylüler bir anda taşeron işçileştirildiler. Artık madenlere inmekten başka çareleri kalmadı.

Seksen yılda yetiştirilen zeytin ağaçları, bir gecede yok edildi. Zeytin ağaçları insanların asırlık dostlarıdır. O zeytin ağacı sayesinde Tanrıça Athena, Atina kentinin tanrıçası olma hakkını kazanabilmiştir.  Atina kenti için, denizlerin tanrısı Poseidon ile yarışmaya tutuşur Athena, Olympos’un diğer tanrıları hakem tutulur. Poseidon Atina kentinin üstünde tuzlu bir göl meydana getirir, tanrıça Athena ise bir zeytin ağacı. Tanrılar zeytin ağacını daha yararlı bulurlar, bölgenin ve kentin yönetimini Athena’ya verirler. Bugün bile mitosun geçtiği yerde, bir zeytin ağacı durur. O günden bugüne Anadolu halkı içinde vazgeçilmezdir zeytin. Daha nice efsanenin de konusudur zeytin. Kimi zaman olimpiyatları kazanan sporcuların başındaki taçtır, kimi zaman barışın sembolüdür.

İşte insanlık için bu kadar kıymetli olan zeytin ağaçları, insanlığın zararına çalışacak bir termik santral uğruna yok ediliyor. AKP’nin bitmek bilmeyen kar hırsı, son olarak zeytinlik alanlarına gözünü dikmiş durumda. Torba yasada yapılan değişiklik zeytinliklerin idam fermanı oldu. Yırcalı Köyü’de bunun ilk kurbanı. Görünen o ki sonda olmayacak.

Yırcalı Köyü’nde ağaçların söküldüğü akşamın gündüzünde, Kader ORTAKAYA’da asker kurşunuyla bu yaşamdan sökülüp alındı. Özgür sanat girişiminin Kobane için yaptığı eyleme askerlerin ateş açması sonucu, sınırın öte tarafına Kobane’ye geçmeye çalışan Kader ORTAKAYA başından vurularak, hayatını kaybetti. “Kobane’de ne işimiz var, gidin Kobane’de savaşın” diyenlere bir cevaptı Kader. IŞİD’in barbarlığına karşı insanlığı savunmak için gittiği yolda, yaşamını kaybetti. Bir insan, bir devrimci olmanın sorumluluğuyla Kobane’ye gitmekte tereddüt etmedi.

Tıpkı Likyalı Sarpedon gibi. Likya kralı Sarpedon hiçbir çıkar gütmeden, sırf Anadolu topraklarını saldırıya karşı korumak için gelmiştir, Likya’dan Troya önlerine. Yunanlılar yüzlerce gemi, binlerce askerle Troya’yı kuşatmaya gelmiştir. Çanakkale boğazını aşıp, Anadolu’yu istila etmek istemektedirler. Sarpedon Troya düşerse, tüm Anadolu’nun düşeceğini bilmektedir. O yüzden hiç gözünü kırpmadan Troyalıların yardımına koşar, tıpkı Anadolu’daki diğer halklar gibi, Amazonlar gibi. Savaş boyunca Troyalıların bile yıldığı olur ama ışık ülkesinin yiğidi hiç gevşemez. Tam bir bilinç ve yurtseverlikle savaşır.  Gün gelir bu uğurda yaşamını yitirir.

“Kobane’den bize ne diyenlere” asırlar öncesinden bir cevaptır Sarpedon’un yiğitliği. Şimdi Likyalı Sarpedon’un ışığı, Kader’in direncinde yayılıyor insanlığa.

Anadolu halkı bir kere daha coğrafyasını savunmak, insanlığı savunmak için her alanda direniyor. Soma’da doğasını, coğrafyasını, Kobane’de insanlığı savunmaya devam ediyor ve devam edecek. Dün son yolculuğuna uğurladığımız Devrimci Yol’umuzun önderlerinden Nasuh MİTAP’ın savunmasında ifade ettiği gibi “bütün insanlara sömürüsüz, baskısız, özgürlük, bolluk ve mutluluk dolu bir gelecek için.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder