Gazeteci Yusuf
Yavuz’un 10 Ocak 2014 tarihli haberiyle* öğrendik ki Phaselis Antik Kenti’ne, 5
yıldızlı bir otel yapılacak. Oteli yapan Rixos otellerinin de sahibi olan,
Fettan TAMİNCE.
Son yıllarda
isminden çok söz edilen ama hakkında çok şey bilinmeyen biri Fettan
TAMİNCE. Nasıl zengin olduğu pek
bilinmiyor, Rusya’nın en büyük oligarklarıyla da ortaklıkları var. Son günlerin
iki kavgalı ismi, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ve Fettullah GÜLEN’le de çok
yakın. Belki de son zamanlarda Recep Tayyip ERDOĞAN ve GÜLEN’in tek ortak
noktası, TAMİNCE sevgisi. Başbakan Antalya’ya her geldiğinde, TAMİNCE’nin
otelinde konaklıyor. İşte bu Fettan TAMİNCE’ye “Mevlam verdikçe veriyor”.
TAMİNCE tarihi Tersane-i Amire’den sonra, bir başka tarihi mekâna da otel
yapmaya nail oluyor. Phaselis Antik Kentine 5 yıldızlı otel yapacak. Bunun için
Koruma Kurulu da onay veriyor. Koruma Kurulu’nun kararında; “Koruma Bölge Müdürlüğü uzmanlarınca yerinde
yapılan incelemeler sonucu hazırlanan raporunda, proje alanının SİT alanı
dışında kalan kısmında 2863 sayılı yasa kapsamında herhangi bir kültür
varlığına rastlanmadığı belirtildiğinden, parselin SİT alanı bölümüne giren
herhangi bir bölümüne müdahalede bulunulmaması koşuluyla, projenin
uygulanmasında sakınca olmadığına karar verilmiştir.” diyor.
Koruma Kurulu
kararında, Antalya Müze Müdürü dâhil pek çok uzman kişinin onayı var. Aynı Müze
Müdürlüğü’nün internet sitesindeki Phaselis tanıtım sayfasına bir bakalım;
“Phaselis** bazen Likya bazen Pamfilya bölgesi şehri olarak gösterilir.
Gerçekte, her iki bölgenin sınırları arasında yer almaktadır. Şehirde sırasıyla,
M.Ö. 5. yüzyılda Pers, 4. yüzyılda Karya Satrabı Mausolos ve nihayet komşu
şehir Lmyra'nın Kralı Perikles'in egemenlikleri görülür. M.Ö. 333'te Büyük
İskender'i altın taçla karşılamaları şehir tarihinin en renkli sayfalarından
biridir. İskender'den sonra birçok kere el değiştiren Phaselis, M.Ö. 167'de
Likya Birliği’ne üye olup, birlik sikkeleri basar. Bir süre komşu kent Olympos
ile korsanların talanlarına maruz kalmasının ardından, M.Ö. 43'te Roma
egemenliğine girer ki bu dönem şehirde yeniden yapılanma ve en az 300 yıl
sürecek refahın başlangıcıdır. Şehir 129'da, İmparator Hadrian tarafından
ziyaret edilir. Güney limandan başlayan, ana caddenin girişindeki tek kemerli
anıtsal tak, bu ziyaretin anısına dikilmiştir. 5. ve 6. yüzyıllar Bizans
egemenliğindeki yüzyıllardır ki Phaselis 451'de, Kadıköy Konsülü’ne katılan
şehirler arasında yer alır. 7. yüzyılda Arap akınlarından sonra, 8. yüzyılda
yeni bir refah dönemi başlar. Phaselis 1158'deki Selçuklu kuşatmasından sonra,
gerek depremler ve gerekse limanının işlevselliğini kaybetmesinin ardından
önemini kaybedip, 13. yüzyılın başlarından itibaren tamamen terk edilir.
Günümüze, çokluk Roma ve Bizans dönemi kalıntıları ulaşmıştır. Bunlar şehrin
ana aksını oluşturan ve Kuzey-Güney limanlarını birleştiren ana caddenin iki
yanında sıralanır. Cadde, agora ile tiyatro arasında genişleyerek küçük bir
meydan oluşturur. Meydanın güneydoğu köşesindeki basamaklar, tiyatro ve Akropolis’e
ulaşımı sağlar. Tiyatro, küçük boyutlu tipik bir Helenistik dönem tiyatrosudur.
Roma Dönemi’nde sahne binasının eklendiği, geç Bizans'ta ise sahne binası
duvarının kısmen şehri koruyan yeni surların bir parçası olduğu kalıntılarından
anlaşılır.
Tarihçiler şehrin
baş tanrıçasının, savaşın ve bilgeliğin tanrıçası Athena olduğunu yazarlar.
Henüz bulunmamış Athena tapınağı ve diğer önemli yapıların bugün ormanla kaplı
Akropol tepesinde yer aldığı düşünülmektedir.”
Anlayacağınız
gibi kentin tamamı, henüz kazılabilmiş değil. Arkeolojik kazıların çoğu,
yetersiz ödenekler yüzünden sponsorluklarla yürütülüyor. Bu kazılar, herhangi
bir antik kentin tamamen gün yüzüne çıkması için, uzun yılları bulan bir süreç.
Durum buyken, Koruma Kurulu nasıl bir araştırma yaptı? Sadece yüzey araştırması
yaparak mı bu işe karar verildi, yoksa başka arkeolojik metotlar mı kullanıldı.
Diyelim ki Koruma Kurulu haklı, orada otelin yapılacağı alanda arkeolojik bir
kalıntı yok. Olmaması otel yapılmasına izin vermeye yeter mi? Otel inşaatı
dışında kalan alana, dokunulmayacağına nasıl kanaat getirirdiniz? Diyelim ki bu
kararınıza uyulmadı, Başbakana bu kadar yakın olan birine bir yaptırımda bulunabilecek
misiniz? Otel inşaatı sırasında antik kente verilebilecek zararları nasıl
engelleyeceksiniz?
Phaselis gibi bir
antik kentin ülke turizmine kültürel değer olarak, başlı başına katkı sağlaması
yetmiyor mu? Otel yapılması çok mu gerekli? Koruma Kurulu olarak önceliğiniz
nedir, kültür varlığının korunması mı yoksa iktidara yakın iş adamlarının işini
kolaylaştırmak mı? Bu kararınızla, Antalya’daki en güzel sahillerden birine
sahip olan Phaselis kıyılarını özelleştirmiş oluyorsunuz. Phaselis aynı
zamanda, bir milli park. Otel inşaatı yapılırken ne kadar ağaç kesilecek? Orada
ki doğal yaşamın yok edilmesine nasıl engel olacaksınız?
Bu karar
Antalya’ya, onun kültürel mirasına, doğasına sokulmuş bir hançerdir.
Phaselis’in bu şekilde imara açılması diğer alanları da tetikleyecek, SİT alanı
içinde kalan birçok koy inşaata açılacaktır. Bu karara öncelikle Phaselis
kazısına emek veren, ter akıtan Arkeologların karşı çıkması, bu kararın iptali
için hukuki mücadeleyi vermesi gerekir. Ayrıca Antalyalılar, kendine geçmişten
emanet edilen bu mirası sonuna kadar korumalıdır. HES’lerle talan edilen
doğasına bir darbe daha vurulmasına engel olmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder