13 Mart Ankara katliamı sivil halkı hedef alan,
lanetlenmesi ve kesinlikle mahkûm edilmesi gereken bir eylem biçimidir.
AKP’nin Kürt illerinde yürüttüğü kirli savaş hepimizin
malumu. Kuşatılan kentler, sokağa çıkma yasakları, zorla göç ettirme, kadın
bedenlerinin teşhiri, cesetlerin yerlerde sürüklenip, tanklarla ezilmesi,
cenazelerin günlerce yerlerde bekletilmesi, çocuğundan yaşlısına yüzlerce
sivilin bodrum katlarında, evlerinde ve sokaklarda öldürülmesi, kitlesel
tutuklamalar…
Tüm bu yaşananlar ve bu yaşananlara batıdan esaslı
bir tepki gelmemesinin Kürt halkında yarattığı hayal kırıklığı ve öfke.
Ancak bu yaşananların sorumlusu akşam evine gitmek
için durakta bekleyen, sıradan vatandaş değildir. Yaşananların intikamını almak
için, sivil yurttaşların hedef alınması asla kabul edilemez.
Bu tür kirli savaş yöntemleri, faşizmin
yöntemleridir. Ancak onlar, halka korku salmak baskıyı ve şiddeti artırmak için
bu yöntemi kullanırlar.
Hatırlayın Gazi mahallesine ve Alevilere dönük
saldırı sonrası, bölgedeki Sünni yurttaşlara dönük saldırı olma ihtimaline
karşı, devrimciler hemen önlem almış, bu tür bir provokasyonun önünü hemen
kesmişlerdir.
12 Eylül öncesi devrimcilere dönük onca kitlesel
katliama rağmen, intikam adı altında asla benzer bir eylem çizgisi
geliştirilmemiştir.
Devrimciler
faşizme karşı, faşizmin yöntemleriyle mücadele etmez, onlarla aynılaşmaz. Bu nedenle bir kere daha tekrar etmekte fayda var,
Ankara katliamı kesinlikle lanetlenmeli ve mahkûm edilmelidir.
Daha önce yapılan, sivilleri hedef alan mavi çarşı
ve Güngören’de patlatılan bombalar ve bu son Ankara katliamı gibi eylem
biçimleri kaza olarak geçiştirilemez.
Sizin intikam adı altında yaptığınız eylem, AKP’nin
ve sarayın daha çok işine yarayacak, Kürt ve Türk halkı arasındaki duygusal
kopuşu daha da hızlandıracaktır.
Ülkemizin AKP ve Saray eliyle bir iç savaşa doğru
sürüklenmeye çalışıldığı bir ortamda, bu tarz eylemler ancak AKP ve Sarayın
elini daha çok güçlendirecektir. Sizin intikam adı altında yaptığınız yanlış
eylem biçimi, batıda Türklerle iç içe yaşan Kürt halkını daha çok iç savaşın
hedefi haline getirecektir.
AKP ve Saray terörle savaş bahanesine daha çok
sarılacak, zaten uygulamakta oldukları baskıcı ve faşizan uygulamaları daha da
şiddetlendirecektir.
AKP ve Sarayın istediği de tamda budur. Başkanlık
rejimine ve tek adam yönetimine doğru ilerlerken, halkı terör korkusuyla
yedeğine almak. Terörü önleyeceğim
bahanesiyle yeni baskı yasalarına halkı razı etmek. Bush’un 11 Eylül
saldırılarının ardından kullanıma soktuğu “ya bizdensiniz ya teröristlerden
yanasınız” fikriyatını Türkiye’ye güncellemek.
Bugün yapılması gereken AKP’nin iç savaşı
derinleştirici, faşizan politikalarını boşa düşürecek, ülkeyi felaketin
eşiğinden döndürecek bir yolu birlikte açmaktan geçiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder