Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert,Mehmet
Ayvalıtaş,Medeni Yıldırım,Ali İsmail Korkmaz,Ahmet Atakan,Hasan Ferit Gedik ve
Berkin Elvan: Gezi direnişi sırasında devlet terörüyle hayattan koparıldılar.
Kimisinin katili bir türlü bulunamadı, ortada olan katillere ise ödül gibi cezalar verildi ve katillerin sırtları sıvazlandı. Her daim olduğu gibi
devlet katillerine sahip çıktı. Adaletin sağlanması için hiçbir şey yapmadı.
Davalar uzak şehirlere taşındı duruşmalarda aileler tehdit edildi. Ethem
Sarısülük’ün katili yedi yıl gibi komik
bir ceza alırken, katili darp ettikleri
gerekçesiyle ailesi on yılla yargılanıyor. Devlet adeta ailelerle alay ediyor.
Devlet katilleri koruyor ortaya çıkarmıyor bir şekilde deşifre olanlar da
mahkemeler eliyle korunuyor.
Berkin Elvan’ın öldürülmesinin üzerinden 653 gün
geçmesine karşın onu öldüren polisler
bir türlü bulunup yargı önüne çıkarılmadı ısrarla katilleri korundu. Berkin’in
katillerinin açığa çıkarılması için 31 Mart günü DHKPC militanları Berkin Elvan
soruşturmasına bakan savcıyı rehin aldılar. Tek talepleri vardı ;Berkin’i vuran
polislerin ismi açıklansın ve polisler
halk mahkemesinde yargılansın. Çünkü adında saray geçen adalet saraylarının hiçbirinde
adalet yoktur. Zaten adında saray olan bir yerde adalet olması mümkün değildir.
Saraylar sömürünün adaletsizliğin zorbalığın olduğu yerlerdir, o yüzden oralardan adalet çıkmaz, tıpkı
ülkemizin koca koca adalet saraylarından çıkmadığı gibi.
Savcıyı rehin alanlar taleplerinin gerçekleşmesi
halinde savcıyı serbest bırakacaklarını da belirtiler. Ben de dahil hiçkimse devletin bunu kabul
etmeyeceğinden adımız gibi emindik. Çünkü eylemi gerçekleştiren devrimcilerdi.
Tarihimizden biliyoruz ki devlet böyle bir imkanı bulmuşken asla devrimcilerin
taleplerini kabul etmeyecek onları yok etmeyi deneyecekti. Hatta kendi
savcısına bile acımayacaktı.
Bakmayın şimdi savcı için gözyaşı döktüklerine… Madem
devlet savcısına bu kadar düşkündür… Neden Savcı Doğan Öz’ün, katilleri
yıllardır bulunup yargılanmamış ve hesabı sorulmamıştır ? Hadi o kadar uzağa
gitmeyelim ;17/25 Aralık yolsuzluk operasyonu yapan savcıları nasıl bertaraf
ettiklerini nasıl tehdit ettiklerini unuttunuz mu… ya da yolsuzlukları ortaya
çıkaran savcıları ,nasıl mesleklerini yapamaz hale getirdiklerini? Şimdi savcı
için timsah gözyaşı döküyorlar. İsteseler tek bir damla kan dökülmeden eylem
sonlanabilirdi. Ama devlet bunu istemedi. Önce talepleri kabul ediyormuş gibi
yapıp, savcı serbest bırakılacakken saldırıp herkesi infaz ettiler. Üç polisi
yargıya teslim etmemek için üç insanı katlettiler. Musul Konsolosluğu baskınında IŞİDcilere
gösterilen tahammülün zerresi bu eylemde gösterilmedi. Konsolosluk çalışanlarına
karşı bir sürü IŞİDli cani serbest bırakıldı. Oysa dün sadece Berkin’i vuran
polisleri açıklasalar şimdi herkes hayatta olacaktı. Baba Sami Elvan’ın
sağduyusunun zerresi devlette yoktu. Baba Sami Elvan savcı için canını dişine
takarken devlet kendi savcısını bile anında gözden çıkardı.
Şimdi Cephenin örgütsel yapısını, eylem tarzını ya da eylemin
zamanlamasını beğenmeyebilirsiniz hatta eylem içeriğini de eleştirebilirsiniz… O
size kalmış. Ama ortada bir gerçek var; İnsanlar sadece katillerin açıklanmasını
istiyordu ve ölenler de devrimciydi. Unutmayın ki ; Haziran isyanında
kaybettiklerimizin ve isyanda
yaralananların hakkının hukukunun
aramasına kesinlikle müsaade edilmiyor.
Devlet, Gezi’nin intikamını almak için elinden geleni yapıyor… İç
güvenlik yasasıyla sokağı teslim almak istiyor... Polise verdiği yetkiyle
sorgusuz sualsiz infaz yapmasını kolaylaştırıyor…Tıpkı dün olduğu gibi. AKP
kendisi ve sarayın ikbali için ülkeyi yangın yerine çevirmekten çekinmeyecek
bir fıtrata sahip. Saray merkezli tek adam rejimi için her yol deneniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder