Akdeniz Üniversitesi’nin sloganı malum
“ışık saçan, toplumu aydınlatan bir dünya üniversitesi”. Ancak üniversite bu
ara ışık saçmıyor, ateş saçıyor. Bu ateş, ateşli silahlardan kaynaklanıyor.
Akdeniz Üniversitesi’nde çekilen, önce sosyal medyada yayılan sonra da basına
yansıyan fotoğrafta, belinde silah olan bir öğrenci rahatlıkla yerleşke içinde
dolaşabiliyor. Bu silah olayı üniversitedeki ne ilk ne de son olay. Daha öncede benzer bir olay yaşanmış, en son
iki ay önce stant açan öğrencilere faşist bir grup bıçaklarla saldırmıştı. Şans
eseri can kaybı yaşanmadı.
Son günlerde üniversitelerde faşist
saldırıların arttığını görüyoruz. Bu saldırılar tesadüfi ve spontane saldırılar
değil. İç güvenlik yasasıyla sokağı bastırmayı amaçlayan AKP, bu tarz
saldırılarla da üniversite muhalefetini yıldırma çabası içinde. Bu iş için de
ülkücü faşist çeteleri sokağa salmış durumda. Sokağı teslim alamayacakları gibi,
üniversiteleri de teslim alamayacaklar.
Önce Ege Üniversitesi’nde ellerinde
satır ve sopalarla, stant açan solcu öğrencilere saldırıyorlar. Saldıran
kendileri olmalarına rağmen, bir arkadaşları hayatını kaybediyor. Bu olayın ardından diğer üniversitelerde de
saldırıya geçiyorlar. En son yine Ankara Üniversitesi Dil, Tarih-Coğrafya
Fakültesi’nde solculara saldırıyorlar, öğrencilerin üzerine ateş açıyorlar.
Devrimci öğrenciler bir tane bildiriyi
bile içeri sokamazken, onlar satırlarla, bıçaklarla ve tabancalarla
yerleşkelerin içinde cirit atıyorlar. Nedense hiçbiri ceza almıyor. Akdeniz
Üniversitesi’nde yolsuzluklardan dolayı rektörü protesto eden yüzlerce
öğrenciye soruşturma açılırken, öğrencilere satır ve bıçakla saldıranlara
dokunulmuyor.
En son belinde silahla görüntülenen
öğrenci hakkında bir işlem yapılmadığı gibi, bir açıklama yapma gereği bile
duyulmuyor.
Rektörlük yerine açıklamayı nedense
Öğrenci Konseyi yapıyor. Konsey, fotoğrafın montaj olduğunu anında
anlayıvermiş.
En büyük icraatı ülkücü Ahmet ŞAFAK’la
söyleşi yapmak olan konseyin, bu silahlı faşiste ve saldırılara karşı tavır
alması elbette beklenemez.
Üniversiteler içinde satırla, bıçakla
ve silahla gezenlerin bu pervasızlığı rektörlükler ve polisle olan işbirliklerinden
kaynaklanıyor.
Her saldırıyı “karşıt görüşlüler
çatıştı” diye veren medyaya bir kere daha hatırlatmak lazım, üniversitelerde
karşıt görüşlülerin, sağcıların solcuların çatışması yok, faşist saldırılar
var. Artık bunu bir anlayın.
Bu faşist saldırılara karşı can
güvenliğini ve eğitim hakkını savunmak meşrudur. Üniversiteler faşist çetelerin
eline bırakılamaz.
Akdeniz Üniversitesi’nde adı
yolsuzluklara bulaşmış rektör, artık öğrencilerin can güvenliğini de
sağlayamamaktadır. Bundan sonra Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanacak en ufak bir
olaydan, bu silahlı çetelere göz yuman üniversite yönetimi sorumludur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder