8 Haziran 2014 Pazar

DEVLETİN İMHA VE İNKÂR SİYASETİ DEVAM EDİYOR!


Türkiye uzun süredir, Kürt sorununda çatışmasız bir süreç yaşıyor. Ne yazık ki bu süreç, heba edilmek üzere. AKP iktidarı benzer çatışmasız süreçlerde olduğu gibi, bu süreçte de oyalama taktiğini sürdürüyor. Süreci yasal bir zemine oturtmak yerine, kendi tekelinde ilerletme gayretini sürdürüyor. Yaklaşan her seçim sürecini, çatışmasızlık ortamıyla geçirmek istiyorlar ve bunu sağlıyorlar, ancak sonra süreci dondurmaya devam ediyorlar. AKP, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı ve sonraki genel seçimler için; bir taraftan “barış yapıyoruz” diye Kürt seçmenini, Kürt halkına saldırarak da batıdaki milliyetçi seçmeni konsolide etmeye çalışabilir. Bu oyalama ve seçim kurnazlıkları, belki AKP’ye seçim kazandırabilir ama Kürt sorunun çözümüne asla hizmet etmeyecektir. 

AKP, Kürt hareketinin legal partisi dahil, kimsenin inisiyatif almasına imkan tanımak istemiyor. Akil adamların neredeyse tamamına yakınını, yandaşları ve kendi çizgisindeki kişilerden seçtiği gibi, çalıştayları da bu kişilerle yapıyor.  AKP, devletin kendisi olmuş durumda. Elini bağlayan herhangi bir şey yok, polisinden askerine her şey kontrolündeyken, bu sorunu çözmüyor, sürekli çözmek istiyormuş gibi oyalıyor. Yıllarca Cumartesi annelerine kulak tıkayan, onları coplatan AKP, Diyarbakır’daki annelerin eylemini bile kendi siyasi çıkarları ve BDP’yi siyaseten sıkıştırmak için kullanmaktan bile utanmıyor. İnsanların dağa çıkışını engelleyecek adımları atmamakta ısrar ederken, dağa çıkanların hesabını BDP’den sormaya çalışıyor.

AKP sadece oyalamıyor, bu çatışmasızlık sürecini, adeta bir savaş yığınağı yapmakla geçiriyor. Kürt coğrafyasında devam eden, kalekol inşaatları da bunun en büyük kanıtı.  Bu kalekollara karşı halk, uzun süredir direniş gösteriyor. Bu direniş özellikle de Lice’de yoğunlaşıyor. Direniş, yine devlet tarafından, silahlarla bastırılıyor. Geçen yıl ki protestolarda Medeni YILDIRIM yaşamını yitirmişti, cumartesi günü de iki kişi hayatını kaybetti.  Liceliler için karakol ya da kalekol demek, her daim katliam demek. Doksanlı yıllarda yaşanan katliamlar, Ceylan ÖNKOLLAR hep hafızalarda. Daha bunlar hafızalarda tazeyken, hem barış süreci deyip, hem de kalekol yapmak, barışa kurşun sıkmaktır.

AKP’nin barışın peşinde olmadığını, devletin kadim refleksinin ne olduğunu en iyi gösteren şey, kalekol direnişi sırasında askeri araçtan yapılan anonstur. Kalekolları protesto eden Lice halkına dağılmaları için yaptığı anonsta, “dağılmazsanız teröristleri ve sizi imha edeceğiz” diyordu. Adeta devletin Kürt sorununa bakışının, deklarasyonu gibiydi: İnkâr ve imha. Yani değişen hiçbir şey yok.

Hem barış yapıyoruz deyip, hem de adeta savaşa hazırlanır gibi bir coğrafyayı kalekollarla ve barajlarla donatmak,  barış değil savaşa hazırlanmaktır. Lice’nin acısı, bütün bir ülkenin acısıdır. AKP ülkenin her yerini kalekol haline getirmek istemektedir. Ama bunu başaramayacak.  AKP’nin zalim düzenine karşı, barışı ve kardeşliği hep birlikte kazanacağız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder